Hallloooo !!

Herkese merhabalar güzel insanlar !! Bugün sizlere benim için gerçekten çok özel bir yeri paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi ben bir öğrenciyim , Erasmus öğrencisiyim , ve genel olarak Berlin’de haftaiçi insan eğlenip , bir şeyler içip , zaman geçireceği bir yerler arıyor. İşte ben de bu yeri çok uzakta değil , hemen yurt binamın en alt katında bulunan şirin mi şirin mekanda buldum. Öğrenciyseniz tam sizlik , değilseniz sizi öğrencilik yıllarınıza götürecek güzel bir ortam.Evet DownTown’a hoşgeldiniz.
 Sadece Çarşamba ve Cuma günleri hizmetinizde olan bu mekan , tamamen öğrenciler tarafından işletiliyor. Mekan 3 kısımdan oluşuyor. Langırt oynayabileceğiniz ve gerçekten çekişmeli maçların oynandığı kısım , dans edip eğlenebileceğiniz bir kısım ve arkadaşlarınızla hemen yandaki bardan içkilerinizi alıp sohbet edebileceğiniz kısım. Müzikleri genelde siz seçiyorsunuz , veya orda kendini o an DJ ilan eden bir insan. Bazen gerçekten çok keyifli olabiliyor. 🙂 Ayrıca içkiler de gerçekten ama gerçekten çok çook ucuz 😀 Keyifli bir akşam geçireceğinize eminim. Şöyle de bir dipnot düşeyim mekan cuma günleri doğal olarak daha yoğun ve keyifli olabiliyor.
 Eğer ki olur da yolunuz düşerse , muhtemelen ben de ordayımdır. Bulun beni 😀 Ayrıca buranın bir öğrenci mekanı olduğunu unutmayıp , beklentileri çok yüseltmezseniz çok daha mutlu olursunuz. Şimdilik benden bu kadar efenim. Tschüss !!

Merhaba çok sevgili okurlaar . Umarım hepiniz harika bir gün geçiriyor veya geçirmişsinizdir. Ee dolu bir günün ardından siz de acıkmadınız mı ? Bugün Berlin’de her gittiğimde daha bir beğendiğim 2 yemek yerinden bahsedeceğim. Pişman olmayacağınız bendeniz garantilidir . 😉

Evet , Burgermeister’a hoşgeldiniz ! Burası Kreuzberg’in göbeğinde bulunan , Berlin’de yediğim en güzel hamburgeri yapan çok güzel bir mekan. Mekanın yeri gerçekten çok basit , Schlesisches Tor metro durağının hemen altında bulunan yeşil ufak kutu küçük dükkandan çıkıyor bu hamburgerler. Zaten hep küçük yemek yerleri ilgimi çekmiştir ve genelde de daha lezzetlidirler.

Bahsetmek istediğim 2. mekan ise Mustafas Gemüse. Evet bir Türk olarak , dönerci tanıtmazsam kesinlikle içim rahat etmezdi. 😀 Ancak buranın şöyle bir durumu var ki , Berlin’de yaşamaya başladığım ilk 2 ay , Almanya’daki dönerleri kabullenemeyip , beğenmeyişimin son bulduğu noktadır Mustafas Gemüse. Gerçekten çok lezzetli . Çoğu zaman bu döneri yemek için sıra beklemek zorundasınız. Biz 1.5 saat sırada bekledik ama kesinlikle her dakikasına değdi. Buraya U-Bahn ile , Mehringdamm durağında inerek ulaşabilirsiniz.

Hoşçakalın !! Şimdiden hepinize afiyet olsun 🙂

Mit einer Gruppe von 25 Teilnehmern haben wir am vergangenen Freitag eine sehr interessante Führung durch das Museum für Kommunikation bekommen. Im Foyer wurden wir zunächst von drei sehr eigensinnigen Robotern begrüßt. Anschließend reisten wir durch die Kommunikationsgeschichte der Menschheit und lernten zum Beispiel, dass die Charité Berlin noch heute ein Rohrpostsystem benutzt um innerhalb der Klinik Dokumente und Proben zu verschicken. Wir hoffen, dass auch euch dieser Ausflug viel Spaß gemacht hat!
Euer DeutschAkademie-Team

Herkese merhabalar. Bu hafta ufak bir yoğunluğumdan dolayı , yazılarımla sizlerle buluşamadım. Bu yazımda ben ve arkadaşlarımın , geçtiğimiz zamanlarda 'Spandau Kalesi’ne yapmış olduğumuz ufak geziden bahsetmek istiyorum.

Öncelikle tarihinden bahsetmem gerekirse , Kont Albert tarafından 12. yy ’ da o zamanki ismiyle Spandow’u fethetmesinden sonra inşa edilmiş bir kaledir. Spree nehrinin batısında bulunur. Spree ve Havel nehirleri arasında kalan topraklara sur çekilip , o bölgeyi korumak amaçlı bir kale yapılmıştır. Kale sadece 1 defa kuşatılmıştır , Napolyon tarafından. Kulenin tamamı su ile çevrilidir. 1992’den bu yana da turistik alan olup , müze olarak kullanılmaktadır. Hatta içerde çeşitli konserler de oluyor. Gitmeden bir araştırın derim. 🙂

  Yaklaşık ulaşım sürenizin Mitte’ye göre 40 dakikanızı alacak olan kaleye , S-Bahn aracılıyığla kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Gerçekten birazcık bu topraklardaki tarihe ilginiz varsa , eşsiz bir manzaraya bu tarihi surların arkasından bakıp , keyifli bir gün geçirmek istiyorsanız ; Spandau Zitadelle sizi bekliyor vaziyette.
Ayrıca içerde çeşitli müze/galeriler de mevcut. Pişman olmayacağınız konusunda emin olabilirsiniz.:) Eğer ki öğrenciyseniz , öğrenci kartınızla gitmenizde fayda var , bir indirim söz konusu çünkü. 🙂

 Herkese iyi pazarlar dilerim. Hoşçakalın..

Hallo Hallooo !!

Berlin Duvarı’na hoşgeldiniz. Bu tarih kokan duvar öyle her yerde görebileceğiniz cinsten değil. Bu duvarın güzelliği grafitilerde gizli. Üstünde onlarca hatta yüzlerce grafitiyle – yanlış anlaşılmasın öyle gelişi güzel değil , gayet 'sanat’ diyebileceğimiz grafitilerle donatılmış. Hadi önce biraz tarihinden bahsedelim duvarın.

Berlin duvarı 13 Ağustos 1961 yılında inşa edilmeye başlanmıştır. Amacı ise Almanya’yı doğu ve batı Almanya olamak üzere 2’ye ayırmaktır. Toplamda 155km olarak inşa edilmiş bir duvardır. Ve günümüzde bir kısmı halla korunmaktadır. E madem korunmuş , bize de gezip öğrenip sizinle paylaşmak düşer ! 🙂

 Şuan o kadar keyifli bir yol ki Berlin Duvarı boyunca yürüdüğünüz yol , yol boyunca size eşlik eden grafittilerle beraber çoğu zaman bu tarz çılgın müzisyenlerle de karşılaşabiliyorsunuz. Aynı zamanda duvarın arkasında da Spree’yi görmeniz mümkün. Çimlerin üstünde oturup , eğer de şansınız varsa da hava güzelse , saatlerinizi burda geçirebileceğiniz gerçekten görülmesi gereken bir yer Berlin’deki.

 Bu duvardaki Grafitilerden bir tanesi. Neden ilgimi çekti diye sorarsanız , Leo Lunatic İstanbul’da da çizimlerine hayran olduğum ve sıkça her yerde grafitilerini görebileceğiniz bir grafiti sanatçısı. Burdan da kendisine selam olsun !! 😀

Evet  yazımın son cümlelerine gelmişken , söylemeyi unuttuğum bir şey şu ki ; buraya ulaşım gerçekten çok çok rahat. Eğer ki 'Ostbahnof’ durağında inerseniz , kime sorsanız size bu noktayı gösterecektir. Herkese iyi günler/iyi akşamlar dilerim efenim. Tschüss !